OKULLAR AÇILIYOR,
SINIFLARIN KAPISI HAYALLERE AÇILIYOR.
Öğrencilerimizi çok özledik; yaz boyunca onlar için hayal ettik; çünkü onların hayalleri bize ilham veren bambaşka bir yaşamsal kaynak.
Öğrencilerimiz için, eğitimi onların hayalleriyle dönüştürmek için büyük sorular sorduk kendimize ve biz eğitimciler yenileme ve yenilenme tutkusuyla yeni akademik yıla hazırız.
Sınıfların kapısını hayallere açan eğitimin önceliklerini sizin için bir araya getirdik.
Öznel İyi Oluş Odağı Sınıfların Kapısını Hayallere Açar
Öznel iyi oluş kavramı bireyin mutluluğunu ve yaşam kalitesine odak yapan önemli bir önceliktir. Bu kapsamda eğitimin ilk seslenişi okuldaki her bireye ismiyle seslenmesi ve her ismin hikayesinin okul ekosistemi tarafından bilinmesidir. İsmimizle hitap edilen her öğrenme ortamı güvenli bir iletişim bağı oluşturur. Öznel iyi oluş, aynı zamanda öz-değerlendirme becerisidir. Bu nedenle eğitim-öğretim süreçlerinde yansıtıcı değerlendirmenin yapılabildiği öğrenme süreci iyi oluşa katkı sağlar. Anne-baba tutumları da öznel iyi oluşun belirleyicisi olduğu için anne-babalara özel ebeveyn atölyeleri düzenlemesi önemlidir. Öznel iyi oluş odağı, öğrenme ortamına yön veren her paydaşa dair gelişim imkânı sağladığında gerçekçidir.
İletişim Kalitesi Sınıfların Kapısını Hayallere Açar
Çocukların gerçekten ne hissettiğinin peşinde olmak, onların duygularını dikkate almak ve aktif dinleme becerisi iletişimin kalitesini iyileştirmenin anahtarıdır. Çocukları dinlemek için zaman ayıran anne-baba ve eğitimci motivasyonu emin olun ki yepyeni bir etkileşim kapısını inşa edecektir. Yansıtıcı dinleme de aktif dinleme odağı kadar değerlidir. Çocuk anlaşıldığını ancak biz anladıklarımızı ona yansıttığımızda anlar. Anlaşıldığını hisseden birey hayalini paylaşmaya değer görür, hayallerini hedef yönetimine dönüştürür, rehberliğinizi ve deneyiminizi talep eder. Diyalogu kısaltmamak, karşılıklı konuşmayı teşvik etmek, gülümseme ve göz kontağından vazgeçmemek, iletişimin gerçekleştiği anda kalmak, duyguları isimlendirmek ve tanımlarını zenginleştirmek, iletişime zaman ve enerji harcamak iletişimin kalitesini, hayallerin motivasyonunu güçlendirir. Bu nedenle ; şeffaf ve ulaşılabilir iletişime açık okul ortamları politikası hayalleri gerçeğe dönüştürür.
Yenilikçi Tutum Sınıfların Kapısını Hayallere Açar
Yenilikçi tutum eğitimin en değerli zamansız kavramıdır ve eğitimin birinci sorumluluğu çağın yeterlilik alanlarıyla dönüşmektir. Bu kapsamda, geleneksel okullar artık başarının bariyeridir. Öğrenme ortamı yeniden tasarlanmayan, yeni nesil teknolojiyle donatılmayan, eğitimci gelişimi için atölyeler düzenlemeyen, anne-babaların görüşlerini dikkate almayan, yalnızca öğretime odaklanan, ödev- etüt enflasyonunu eğitim argümanı olarak sunan, fırsat eğitimini önceliklendirmeyen, öğretim programı kazanımlarını zenginleştirmeyen, öğrenen okul modeline dönüşmeyen, teneffüsleri öğrencilerin elinden alan, ortaokul öğrenme deneyimini LGS kursuna, lise öğrenme deneyimini YKS kursuna dönüştüren, rehberliği iyi yaşam rehberliği olarak yorumlamayan, okulu ekosistem olarak tanımlamayan, başarıyı test şıkları gibi sunan bir okul ortamı yenilikçi değildir. Yenilik yoksa eğitim yoktur, eğitim yoksa hayaller maalesef konuşulamaz bile. Bu nedenle yenilikçi olmayı çocuklarımız için sahiplenmeliyiz.
Kişiselleştirilmiş Başarı Tasarımı Sınıfların Kapısını Hayallere Açar
Eğitim, her öğrenenin birey ve değer olarak tanımlandığı benzersiz bir yaşam alanıdır.
Bu yaşam alanını yaşanabilir kılan tek öncelik ise bireyin özgünlüğü, özgürlüğü, orijinalliğidir.
Özgünlük önce özgünlüğe duyulan saygı, sonrasında da özgünlüğü güçlendirecek akademik, fiziksel, duygusal ve sosyal olanakların çeşitlendirilmesi önemlidir.
Değişen dünyanın tüm yenilikçi fırsatlarını öğrenen ile buluşturmaya istekli olan öğrenme ekosistemleri için tek gerçek öğrenmenin hiper kişisel, organik ve 7/24 olması gerekliliğidir.
Öğrenme, bireysel, yaratıcı ve derinleşmesi gereken bir yolculuktur. Bu nedenle, okuldaki her bireyin kim olduğunu bilmek, onun tutkusunun ne olduğunu keşfetmesini sağlamak, akademik müfredatı öğrenenin merak alanlarıyla süper müfredata dönüştürmek, öğrenenin öğrenme listesini kişiye özgü öğrenme listeleriyle güçlendirmek, eleştirel düşünerek öz değerlendirme sistematiği oluşturmak, öğrencileri eğitim yönetiminde söz sahibi yapmak, konu bitti demek, yeni konu başlıyor demek yerine birlikte neyi öğrenmeye başlayalım sorusuyla öğretme modelini öğrenme tutkusunun derinleştiği bir seviyeye çıkarmak ve her bireyin öğrenme serüvenini ona özgü dinamiklerle yeniden yorumlanmasına eğitimci ve ebeveyn olarak açık olmak eğitimi eşsiz bir tanımlamaya dönüştürecektir.
Eğitim, özgünlükle bireysel etkimizi ortaya koymamızı sağlayan kişiselleştirilmiş başarı tasarımı olarak adlandırılmalıdır.
Kişiselleştirilmiş Başarı Tasarımı anlayışıyla Sınıfların Kapısını Hayallere Açtığımız bir eğitim-öğretim dönemi diliyorum…
AYFER BATI
Medicana Eğitim Grubu
MBA Okulları CEO